SANATA GİDEN YOL KİŞİNİN BEYNİ, GÖZÜ VE ELİNDEN GEÇER. Mehmet Erbil
   
  Mehmet ERBİL
  ADIYAMANDA SIVIL MIMARI
 

               "Bu sayfalarda yer alan yazı, belge ve fotoğraflar 5846 sayılı yasanın güvencesi altındadır. İzinsiz kullanılamaz."

            " Başkalarının emeğiyle kazandıklarını kendine mal etmekle, ihanet arasında pek büyük fark yoktur."   Alfred Taylor








ADIYAMAN’DA SİVİL MİMARİ

                İnternet sayfama giriş yapanlar çok oluyor. Arada bir bilgi isteyenler, yazdıklarım konusunda kaynak göstermemi isteyenler çoğunlukta. Tümüne yanıt vermem oldukça zor. Zamanım elvermiyor.

                Ancak şunu belirtmeden geçemeyeceğim. Sayfamdaki yazıların çoğu benim bilgi dağarcığımdan, deneylerimden oluşuyor. Yıllardır notlar düştüğüm, büyüklerimden görüp öğrendiğim, kendimce önemli bulduğum bilgi ve notlara ağırlık veriyorum. Sayfamda yer alan fotoğrafların tümü benim çektiğim fotoğraflarımdır. 1965 yılından bu yana çekip arşivlediğim fotoğraflarımı zaman zaman paylaşıyorum. Bunlardan bir kısmı, emeği saygı duymayanlar tarafından çalınıp kullanılıyor. Gördüklerime yasal yollardan ya da uyararak müdahale ediyorum. Öncelikle emeğe saygı duyulmasını istiyorum. Hele bir de bu çalma işleri kendini sanatçı sayanlarca yapılırsa, o zaman yasal olarak üzerine gidiyorum. Bana kızmasınlar, zaten kızmaya da hakları yoktur.

               


Enikli Kapı (alıntı)

                Okuyuculardan bir dost, benden Adıyaman evlerinin yapımı ile ilgili mimari bilgi istiyordu. Ben mimar değilim. Ancak aldığım eğitim gereği iş eğitimi de okuduğum için, ya da okuduğum sanat tarihi kaynaklarına dayanarak, gözlemlerimi de ekleyerek az da olsa düşünceler yürütebiliyorum.

                Şöyle ki; Adıyaman sivil mimarisi, çoğunlukla tek katlı, üstü toprak damlı evlerdir. Ailenin varsıllığına göre tek göz(oda),iki göz olanları olduğu gibi, geniş konuk ağırlama odalarının da olduğu, küçük ya da geniş avlulu, geniş kapılı evler vardı. Bu evlerin giriş kapıları, yükleriyle birlikte hayvanların geçebileceği genişliktedir. Diğer zamanlarda insanların girip-çıkacağı bir enik(yavru) kapısı olurdu.

                Duvarların su basman seviyesi taşla örülür, üstüne kerpiçten duvar örülerek yapılırdı. Evi yapan kişi bu kerpiçleri de kendileri kalıplarla dökerlerdi. Kerpiçlere saman karıştırıldığı için evler sıcak olurdu. Evlerin içinde duvara gömülü olarak ocaklar olurdu. Aileler bu ocaklarda kışın ısındığı gibi, yemeklerini de bu ocaklarda pişirirlerdi.


Taka (dolap)

                Kerpiç duvarlar kalın olduğu için, ailenin gereksinimine göre yer yer duvara gömülmüş takalar (dolaplar) konurdu. Bu takaların kenarları ahşapla çerçevelenir, bu çerçeveler bazen ahşap işçilikle süslenmiş olarak işlenirdi. Bu takaların bazıları ahşap kapaklarla kapalı yapılabiliyor ve ahşap oyma yapılarak süslenebiliyordu.

Geniş olan takalar yüklük olarak kullanılırdı. Bu yüklükler de geniş ahşap kapaklarla kapatılabildiği gibi, bazı evlerde de kapak görevini, renkli basma kumaşlar perde gibi asılarak bu görevi üstlenirdi.

                İki katlı evler daha varsıl ailelere özgü bir şeydi. Sokağa bakan çıkmalı odaları olurdu. Bu evlerin üst kat duvarları ahşap direkler arasına, çapraz konan ahşap çıtalar ve onların arasına sıkıştırılarak konan küçük kerpiç parçalardan oluşurdu. Duvar daha sonra toprak sıva ile sıvanarak badana yapılırdı. Dış duvarların yapımı da aynı şekilde olurdu. Böylece üst kat duvarlar, alt kata fazla ağırlık vermeyecek şekilde hafif yapılmış olurdu. Bizim bölgemizde tuğla olmadığı için bu yöntem kullanılmıştır.

                Kısaca Adıyaman sivil mimarisinin temelinde kerpiç ve az da olsa ahşap vardır.  

 
 
  Bugün 108335 ziyaretçi (193440 klik) kişi burdaydı! SANATLA KALIN-SAĞLIKLA KALIN  
 
isteataturk.com Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol